Londra’da dogum izni

1 Temmuz 2015… Iki kisi ayrildigimiz eve, 3 kisi donuyoruz. Muthis bir heyecan, mutluluk, acemilik, endise…
Neyse ki annemle babam bir ay kadar bizimle.. Berk’in de 2 haftalik babalik izni var. Leo’yla basbasa gecirecegimiz doneme keyifli bir baslangic yapiyoruz.
Ingiltere’de dogum izni 52 hafta, bu surenin uzerine dilerseniz yillik izinlerinizi ve size hukumet tarafindan verilen cocugunuz 18 yasina girene dek yilda bir haftalik (maksimum 4 hafta olarak kullanabileceginiz) ucretsiz izin hakkinizi da eklemeniz mumkun. Bu sayede Leo’yla bir senenin uzerinde bir zaman birarada olacagim.

Eve geldigimizin 3. gunu bir arkadasimiz dogum gunu partisi icin bizi evlerinin bahcesine BBQ ye davet ediyor. Gidebilir miyiz ki? Ama Leo daha cok kucuk, hem tum gunu disarida nasil gecirecek?
Endiselerimizi gozden gecirip, yersiz olduguna karar veriyoruz. Burada bebegini kucagina alan, kendini disari atiyor… Biz de hayatimiza devam etmeliyiz.

image
Mutlu aile … Mutlu cocuk… (Burada yeri gelmisken cok sevdigim ve deger verdigim psikolog ve aile dostumuz Birsen Ozkan’in anne & babalar icin basucu kitabina da bir gonderme yapayim. En kisa zamanda edinmenizi tavsiye ederim. Ben altini cizerek okudum. Leo buyurken siklikla donup altini cizdigim yerleri tekrar gozden gecirecegime eminim)

Bir ay cok hizli geciyor.. Annem & babam ve Leo biraz erken gelmeye karar verdigi icin bize dogum sonrasi katilabilen ablamin geri donus zamani… Iste simdi gercek hayat basliyor…
En basta beni en cok zorlayan, ev islerine yetismek ve beslenmeyi hatirlamak oluyor 🙂 Tam birseyler yiyecegim anda Leo’nun bir ihtiyaci oluyor, evde yalniz oldugumuz icin onun istekleri oncelikli…
Disaridayken de bir kosturmaca halindeyiz. Leo dukkanlarin icinde olmayi sevmiyor, dolayisiyla varsa yoksa acik hava, park, bahce, kapali bir yere girdigim an basiyor avazi… Emir buyuk yerden, cikiyoruz disari…
Sonra yavas yavas cevremdeki anneleri gozlemlemeye basliyorum. Fark ediyorum ki onlar cok daha sakin… Cocuklari aglamaya basladigi an, elleri ayaklari birbirine dolanmiyor, sakince egilip ihtiyacinin ne oldugunu anlamaya calisiyorlar ve kesinlikle telas yapmiyorlar. Bu “keep calm and carry on” annelerin de iliklerine kadar islemis anlayacaginiz…
Ben de onlara ayak uydurmaya calisiyorum.

Leo’yla bol bol konusuyoruz. Yolda yururken, evde birlikteyken sarkilar soyluyoruz, kitap okuyoruz, yemek yapiyoruz, yeni yerleri kesfe cikiyoruz.

Dogum oncesi katildigimiz anne & baba kursu sayesinde dogum sonrasi gorusebilecegimiz cok yakin arkadaslarimiz oluyor… Her hafta birinin evinde, bahcesinde, yakinda ki bir parkta, pub da, café de bulusuyoruz. Cocuklar da ilk gunden itibaren birbirlerini taniyor ve seviyorlar.. Ayrica basimiza gelen herseyi birbirimize danisiyoruz. Benimki 2 saatte bir emiyor hala normal mi? Geceleri daha iyi uyumasi icin ne yapiyorsunuz? Bugun disarida hava nasil, ne giydireyim cikarken? Asi sonrasi sizinki nasil tepki verdi?

Burada istediginiz zaman gidebileceginiz, oturdugunuz bolgeye yakin oyun gruplari oluyor. (Children’s Centre) Bu oyun gruplarinda zaman zaman serbest oyun saatleri, zaman zaman da belli konular cercevesinde duzenlenen etkinlikler oluyor. Amac cocuklari eglendirmek oldugu kadar, dogum izninde olan annelerinde birbiriyle tanisip arkadas olmalari.. Ben bu sekilde gittigim bir bebek masaji etkinliginde dunya sekeri bir kizla tanismistim. Bir iki hafta sonra bizi  ailecek house warming partilerine davet etmislerdi. O gun bugundur gorusmeye devam ediyoruz. Burada ortak konu cocuk oldu mu, belli sinirlar ortadan kalkiyor ve cok rahatlikla muhabbete girebiliyorsunuz ve sanilanin aksina Ingilizler soguk degil sadece iliskinin baslarinda mesafeliler ve kimsenin sinirlarina saygisizlik etmek istemedikleri icin temkinli davraniyorlar.

Hafta icerisinde muhakkak bir play date oluyor, birisinin evinde tum cocuklar ve anneler toplaniyoruz. Bol bol oyun, eglence, kaos ve bu guzel gunleri hatirlamamiza yardimci olacak sayisiz fotograf .. Cadilar bayrami gibi temali gunleri anneler icin de bir eglenme firsati oldugu icin kacirmiyoruz.

image

Haftada bir sinemada bebekli anneler icin film gosterimi oluyor. Bu seanslar gosterimdeki filmlerin bebekli annelere uygun bir ortamda gosterildigi seanslar. Dolayisiyla iceride los bir isik acik kaliyor ve sinemanin sesi bebeklerin rahatsiz olmamasi icin normale gore daha kisik oluyor. Sansliysaniz ve bu sure icerisinde cocugunuz uyursa cok keyifli bir etkinlik.. Ayrica haftada 2 gun oturdugunuz bolgeye yakin kutuphanede “rhyme time” yani tekerleme saati etkinligi oluyor. Bu o bolgede oturan bebekli aileler icin kutuphaneler tarafindan duzenlenen ucretsiz bir etkinlik. Etkinlik sirasinda kutuphane de gorevli bir kisi, cocuk kitaplarinin onune oturup, bizim cocuklugumuza ait tekerlemelere benzer (bak postaci geliyor, daha dun annemizin … vb) tekerlemeler soyluyor ve etraftaki tum bebek ve cocuklar bu keyifli etkinlige dans edererek, sarki soyleyerek, bagirarak, zaman zaman da ilgiyle bakarak eslik ediyorlar. Bu etkinlik sonrasinda kutuphanede biraz daha zaman gecirip cocuk kitaplarina goz atmak ve sevdiklerinizi belli bir sureligine odunc almak mumkun. Kutuphaneler oldukca basarili. Hatta ben Leo icin turke cevirisi olan cocuk kitabi bile bulmustum.

Bu tip etkinliklere gitmek cevrede olup biten farkli etkinliklerden de haberdar olmanizi sagliyor. Sokak partileri, festivaller, bebekler icin klasik muzik, yuzme, messy play  (bu oyun esnasinda cocuklar boyalarin icinde yuvarlaniyor dolayisiyla hazirlikli olmakta fayda var vb…) ve benzeri cocugunuzla katilabileceginiz turlu etkinlikler var.

Leo’yu ayda bir cocuklara ozel saglik kliniklerinden birine goturuyorum. Burada bu konuda egitim almis kisiler var. Bebeginizin genel kontrolunu yapip, sorularinizi cevapliyor, hatirlamaniz gereken kritik seyleri hatirlatiyorlar. Genellikle hafif gecirilen hastaliklar konusunda temkinli ve sakinler, ciddi bir ihtiyac olmadikca doktora yonlendirmiyor, ilac kullanimini tavsiye etmiyorlar. Yere dusen seyleri silmeyin cocuklarin bagisiklik sistemini gelistirmek icin oradan alacaklari mikroplara ihtiyaclari var kafasindalar. Zamanla sizde rahatliyor ve cocugunuzun o kadar da kirilgan olmadigini fark ediyorsunuz.

Ayrica bu merkezlerde katilabileceginiz belli ucretsiz kurslar var. Ornegin Leo kati gidaya baslamadan evvel bu sureci nasil planlamam gerektigiyle ilgili tum bilgileri boyle bir kursta edinmistim. Ilk yardim kursu sayesinde ise basimiza gelebilecek acil bir durumu nasil yonetmemiz gerektigiyle ilgili bilgilendik. Ilk aylarda bir de emzirme kursuna katilmistim. Eskilerden bu yaziyi okuyan varsa bunun da kursu mu olur diye alayci bir sekilde gulecektir eminim ama bana cok faydasi olmustu acikcasi. Bir de tabii emzirdigim sure boyunca, disarida istedigim yerde Leo’yu rahatlikla emzirebildigimi de eklemeliyim… Anne olanlar bu konunun ne kadar onemli bir konu oldugunu bilirler. Cocugunuz aciktiginda ona ihtiyaci olan besini zorlanmadan rahatca verebilmek bir kadini ozgurlestiren bir deneyim. Aksi takdirde ozellikle bebeklerin 2 saatte bir emdigi donemde, kadinlarin sokakta dolasmasi soz konusu olamazdi.  Dilerim dunyanin her yerinde insanlik birgun emziren anneleri seks objesi olarak gormeyecek ya da herhangi bir sebeple bundan rahatsizlik duymayacak olgunluga ulasir.

image

Ve tabii Londra’nin olmazsa olmaz etkinliklerinden muzeler… Ben daha Leo dogmadan Leo buyuyunce muzeleri birlikte gezmekten ne kadar keyif alacagimizin hayalini kurmaya baslamistim. Bence okullarda okutulan derslerin bir cogu muzelerde yapilmali. Cocuklarin gorerek, dokunarak, deneyimleyerek cok daha hizli ve etkili ogrendiklerini dusunuyorum. Londra’da ozellikle cok cocuk dostu tasarlanmis muzeler var. Bu muzelerden bir tanesi Horniman Museum. Disarida cocuklarin kosup oynayabilecegi muhtesem bir bahce var. Bahcenin bir kismi hayvanlara ayrilmis, diger bir kosesinde cilekler, meyve agaclari, turlu turlu cicekler… Icerisinde ise hayvanlara, muzik aletlerine, cesitli medeniyetlere ait kisimlar var. Her kisim icin cocuklara ait ayrica bir oda yapilmis. Ornegin muzik aletleri ile ilgili kismi gezdikten sonra, cocuklara ozel ayrilmis olan odada cocuklar bu muzik aletlerinden bazilarini calma firsati buluyorlar. Tabii bu onlar icin inanilmaz keyifli. Dokunma, uzak dur vb uyarilar yok, bilakis, dokun, deneyimle, ogren… Bu cocuklarimiza sunabilecegimiz cok degerli bir ogrenme firsati. Leo elbette suan herseyin bilincinde degil ama ben Leo’yla yaptigim muze gezilerini ilerisi icin bir on hazirlik olarak goruyorum. Neticede benim de hala ogrenmem gereken cok sey var.

Parklar dogum iznim boyunca Leo’yla en keyif alarak gittigimiz yerler oldu.. Doganin icinde gezinirken, renkleri, hayvanlari, bitkileri, ruzgari, yagmuru, mevsimine gore renk degistiren yapraklari, kelebekleri, cimen kokusunu, gunes ve golge oyunlarini, karincalari, cicekleri bir cocugun gozunden kesfetmek gibisi yok. Boyle anlarda aslinda gunluk yasamda bircok seyi kacirdigimizi, gercekten gormedigimizi hissediyorum. Halbuki cocuklar inanilmaz birer gozlemciler ve ozellikle park & bahce ortamlari bu gozlemler icin birebir… Parka cogunlukla birkac anne & cocuk bir arada gidip cimenlere yayiliyoruz. Anneler icin bu birer kadeh sarap icip, keyifli sohbet etme zamani anlamina geliyor ayni zamanda. Cocuklar cimenleri ve bocekleri yemeye kalkmadiklari ve kendilerince bir kesfe cikmadiklari zamanlarda hepimiz gayet rahat ve keyifliyiz..

image

Dogum iznine cikmadan kendime bir soz vermistim. Bu kiymetli zamani tamamen cocuguma ve kendime ayiracaktim. Bu sebeple dogum izni suresince neredeyse hic is dusunmedim. Sirket maillerime neredeyse hic bakmadim. Sadece bir kez Leo’yu ofise arkadaslarimla tanistirmaya goturdum. Kisacasi bu zaman suresince en onemli isim Leo’ydu. Simdi ise donmeme 2 aydan az bir zaman kaldi. Oglumla gecirdigim her dakikayi cok ozleyecegimi biliyorum. Ancak bundan sonra onun da benim de hayatimiza ayri birer birey olarak devam etmemiz gerekiyor. Bu hayati bir sure ayni bedende geciren iki insan icin zor bir ayrilik sureci. Bir arkadasim kendi blogunda yazmisti, sevgiliden ayrilmak da neymis, insan kendi cocugundan ayri kalinca anliyormus ayriligin ne denli zor oldugunu diye… Meger gercek firtina anne baba olunca kopuyormus insanin icinde.. Hep yaninda olup onu koruyup kollama, mutlu etme psikolojisi ve onun da kendi hayati oldugu gercegi, iste bu ikisi arasinda sikisip kaliyor insan.  Simdi ikimizde Kingston’da bir hastane odasinda baslayan bu peri masalindan uyanip, hayatimiza devam edecegiz. Dilerim Leo kendi yarattigi hikayenin kocaman gulen mutlu kahramani olarak kalir her zaman… Yuva ve isyerine donus hikayelerimizle burada olacagiz. Sevgiyle kalin.

Reklam

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s