Bu haftaki yazımız, süpermarket alışverişi üzerine. Londra’da online alışveriş çok gelişmiş durumda. Tesco, Sainsbury’s, Marks & Spencer, Waitrose, Ocado, Morrisons, Co-Op kullandığımız başlıca süpermarket zincirleri. Buraya geldikten sonra market alışverişini online olarak yapmaya başladık çünkü çok kullanışlı, hızlı, temiz. Ben aldığım ürünü illaki ellemeliyim demiyorsanız online yöntem çok avantajlı. Pazarda bu kadar çok süpermarketin olması, birbirleri ile rekabet etmelerini gerektiriyor ve bu da resmen kullanıcıya yarıyor. Biz tüm bu saydığım market zincirlerine aboneyiz, yani loyalty kartımız var. Olay sadece puan toplamak değil. Kartınız varsa size sürekli mail geliyor ama bu mailler sadece ürün satmak için değil. Mesela Tesco online marketten 5 hafta alışveriş yapmadınız hop size bir mail geliyor, bundan sonraki ilk siparişiniz için bu kodu girin, şu kadar indirim. Az buz da değil bu indirimler.
Güney Kore (16.6%) ve Japonya’nın (7.25%) ardından Ingiltere 6.9% ile online market alışverişinde tüm dünyada3.sırada – 2016 toplam Ingiltere satışları 9.9 Milyar Pound. 2021’e kadar da 68% daha büyüyecekmiş. Bundan avantajlı etkilenecek olanlar eminim bu pozitif rekabet ortamında tüketiciler olacaktır. Gelişen marketing trendleri ile işin içine artık tüketicilerin yaşam tarzları da girecek, bu birim konumuz değil tabii 🙂
Tüm süpermarketler bu yazdıklarımla sınırlı değil tabii, bu bizim sıklıkla kullandıklarımız. Mesela Ocado’nun web sitesine girdiğinizde (www.ocado.com) sizi welcome to easy life mottosu ile ve ilk siparişinizde %30’luk bir indirimle karşılıyor. Online’ın bir güzelliği de Offer adı altında ciddi indirimli ürünler bulabiliyorsunuz. Fiziki olarak markete gittiğinizde bunları bulmanız zor, web sayfasında elinizin altında. Mesela sadece organik alacaksınız, hop organik reyonuna tıklıyorsunuz. İsterseniz online mağazadaki bütün offer’ları yani indirimli ürünleri bir arada görebiliyorsunuz, veya sadece indrimdeki sebzeleri inceleyebilir, ve hatta indirimdeki organik sebze reyonunu bile karşınızda görebilirsiniz. Tabii web üzerinde. Bu kadar filtreyi, mağazada yap bakalım yapabilirsen. “Pardon bakar mısınız, bugün hangi organik meyveler indirimde acaba?” Söylememe gerek yok belki ama, hesabınızdan, alışverişlerinizi, ne zaman ne almışsınız, kaç para ödemişsiniz tek tek inleyebiliyorsunu. Hatta sistemdeki algoritmalar sayesinde check out yaparken size “şu falanca ürün sizde bitmiş olabilir, sepete eklemek ister misiniz acaba sevgili müşterim” diye soruyor 🙂 oh oh diyorum sadece.
Neyse teknoloji hemen hemen hepsinde aynı. Bu arada bankaların online web şubeleri bu kadar kullanışlı ve akıllı değil :) Bunu da buradan yapıştırayım hemen.
Bunlar güzel tabii ama herhangi bir marketin loyalty kart sistemine üye olduğunuz zaman kart evinize 5-7 iş gününde ancak geliyor 🙂
Herşeyi yapıyorsun, alışveriş listesini aldın, check out yaptın, hop sancılı iş başlıyor, delivery slot seçimi. Ben de bunu bir sevemedim. Çünkü her bir süpermarket free delivery için farklı farklı sistem uyguluyor.
Mesela Sainsbury’s 40 £’un altına 5.99 £ delivery fee (kapıya kadar sevkiyat için ücret) istiyor. Minimum da 25 £ alışveriş yapman lazım diyor. E mantıklı. 40 £’un üzerine 1 ile 6 £ arası zaman dilimlerine göre değişecek şekilde sevkiyat parası alıyor. Pazartesi ve Perşembeleri 100 £’dan fazla harcarsan istediğin zaman slotunda parasız teslim ederim diyor. Yıllık 60 £ verirsen de istediğin kadar bedava sevkiyat hakkını satın alabiliyorsun. Tesco biraz daha insaflı 🙂 25 £ harcama için 1 ile 6 £ arası delivery fee alıyor. 25 £’un altında da sipariş veriyorsunuz ama bu durumda sevkiyat ücretinin üzerine 4 £ extra para alıyor. Ocado, benim favorilerimden, Çarşamba günleri 75 £’u geçen alışverişlerde ücretsiz sevkiyat yapıyor. Bunun dışında minimum 40 £ alışverişe ücretizden 5.99 £’a kadar değişecek şekilde sevkiyat yapıyor. Cuma-Cumartesi sabahları ile haftaiçi akşam saatleri en çok talep gören sevkiyat zamanları yani en pahalıları. Ocado’da yıllık 110 £’a sınırsız teslimat hakkınız oluyor, bu oldukça uçuk bir rakam, ne gerek var diyorum ben :). Waitrose‘da favori olabilecek kalitede. Birçok zaman diliminde ücretsiz sevkiyat bulabiliyorsunuz ama minimum harcama tutarı 60 £ 🙂 Yıllık sevkiyat aboneliği yok. Morrison ise bizim evin olduğu bölgeye sevkiyat yapmıyor. Wimbledon’daki marketten alış veriş yapıyoruz bazen – kasabı ve balıkçısı fena değil, bir de bu markette makarna gibi dayanıklı ürünlerin olduğu bir Türk reyonu var 🙂
Bu arada Co-Operative isminde bir market daha var, loyalty kart sistemleri çok iyi. Co-Op markalı ürünlerden aldığınızda verdiğiniz paranın %1’ini kartınıza hemen yüklüyor. Para biriktikçe hesabınızdan görebiliyorsunuz, istediğinizde de markette harcıyorsunuz.
Son olarak da deneyimlerimize dayanarak online market alışverişi için bazı tavsiyelerde bulumak istiyorum:
- Sevkiyatı Cumartesi Pazar istiyorsanız, çok önceden alışverişinizi yapın ve slot’u book edin ki bu sevkiyat maliyetini minimuma indirmeniz anlamına gelir. Bir gece öncesine kadar alışveriş sepetinizi revize edebiliyorsunuz! Bu da oldukça güzel, erken al az öde 🙂
- Akşamları evdeyseniz, gece geç saatler bedava veya çok ucuz oluyor. Mesela gece 11:00 sevkiyatı bayaa iyi, tabii o saatte ayaktaysanız 🙂
- Beğenmediğiniz bir ürün veya son kullanım tarihi yakın bir ürün aldıysanız hemen şkayetçi olun, çoğunlukla paranızı geri alıyorsunuz. Nadiren ürünü “bir sonraki sevkiyattaki görevliye verin” falan diyorlar o da ürün yiyecek değil ise ama paranızı iade ediyorlar.
- Sınırsız sevkiyat hakını almaya kalkmayın, bence para tuzağı. İyi bir planlama ve akşam evde olacağınız geç saatlerde yukarıda bahsettiğim şekilde sevkiyat ile bedavaya halledebilirsiniz bu işi.
Market alışverişini online veya fiziki yapmayı unutursanız ve son anda akşam evde yoğurt, ekmek ihtiyacınız olursa da hemen hemen adım başı her sokakta olan Off-Licence Bakkallar var. Bunlar bizim bildiğimiz uzun saatler açık olan bakkallar ama biraz daha pahalı olabiliyor ürünler tahmin edersiniz ki, bir de kredi kartı alışverişinde komisyon veriyorsunuz, aklınızın bir kenarında olsun.
Bu arada unutmadan 🙂 Türk Marketleri de var tabii burada. Biz Tooting Bec’deki Arena Market’e gidiyoruz. Sağ olsun sevgili akradaşımız Can tanıştırdı bizi bu marketle. Kasabı ve Eti muhteşem, Ezine Peyniri hariç herşey var. İnce belli çay bardağı bile var 🙂 Ayda bir kesin uğruyorum.
Sevgiler. Burak Akalın #neredekalmistik #neredekalmistikco