Vatandaslik seramonimiz kocaman bir parkin icinde ki nufus mudurlugunde gerceklesecek.
Seramoniyi izlemesi icin yanimizda istersek arkadas goturebiliyoruz. Bana kalsa cumbur cemaat gidecegiz ama Berk bu fikirden cok hoslanmiyor. Sonuc olarak sadece tek bir arkadasimizi yanimiza alip gidiyoruz. Seramoni oncesi gelenlerden imza alip, o sirada hatira fotografi cekiyorlar. Sonra herkes misafirleriyle birlikte seramoninin yapilacagi salonda yerlerini aliyor. O gun vatandas olacak 40 a yakin kisi var salonda. Yasi, milleti, hayat hikayesi birbirinden bambaska 40 insan, o gun uzun zamandir bekledikleri bir seye kavusmanin heyecani icindeler.
Nufus mudurlugunde gorevli olan kadin kisa bir acilis konusmasi yapip, gelenlere seramoni ile ilgili bilgi veriyor. Kendisinn de bundan seneler once ayni odada ingiliz vatandasligini aldigini, sonraki yillarda ayni nufus dairesinde calismaya basladigini ogreniyoruz. Ingiltere’ye ogrenciyken ingiliz dili ve edebiyati okumaya ve kulturunu gormeye gelmis sonra da hep burada kalmis.
Dogdugunuz ulkenin topraklarini, insanlarini, tarihini, ait hissettiginiz sizden olan her bir parcasini birakip yeni bir ulkeye goc ettiginizde bazi seylere alismaniz zaman aliyor. Icinizden bir ses, hep o cocukluktan beri duydugunuz kokulari, dostluklari, gelenekleri ozleyeceginizi soylese de, gunden gune size kapilarini aralamis olan bu yeni toplumda kendinize bir yer edinmeye, yeni kokulara, yeni insanlara ve adetlere alismaya basliyorsunuz.
Acilis konusmasini yapan nufus memuru, odadaki herkese, geldiginiz yeri, tarihinizi unutmayin, sizler bu ulkeyi farkliliklarinizla zenginlestireceksiniz, dogup buyudugunuz topraklari unutmayin, bununla birlikte simdi size verilen bu vatandaslikla ve yeni kazandiginiz benliginizle de gurur duyun diyor. Icimde yasadigim duygu sevinc, burukluk karisimi bir yerlerde…
Hayatim boyunca koyu miliyetci bir duygu tasimamakla beraber, yetistigim ulkeye kendimi hep borclu hissettim ve ozellikle son donemlerde aydinlik icin verilen mucadeleyle gurur duydum. Simdi de icinde ki farkliliklardan bir zenginlik yaratmis olan bu ulkenin bir parcasi olabildigim icin kendimi mutlu hissediyorum. Her ne kadar onumuzde Brexit gibi bir engel olsa da…
Politika cogu zaman karanlik ve kirli oynanan bir oyun, onemli olan bireyler olarak neyi sectigimiz, sadece sandik basinda degil, hergun hayatimizda, evimizde, is yerimizde, sokakta nasil yasamayi, nasil iliskiler kurmayi sectigimiz, oyunun kurallari ancak boyle degisecek.
Bir gun hepimiz dunya vatandasi oldugumuzu kavrayana kadar, bu kucuk oyunda bize verilen rolleri oynamaya devam…
O zaman bu yazimi izninizle, bir Ingiliz muzisyenin su guzel sarkisinin sozleriyle bitireyim:
Imagine there’s no countries
It isn’t hard to do
Nothing to kill or die for
And no religion too
Imagine all the people living life in peace
You may say I am a dreamer
But I am not the only one
I hope some day you’ll join us
And the world will be as one
Bizi facebook ve instagram kanallarimizdan takip etmeyi unutmayin!
http://www.facebook.com/londrayayolculuk
#neredekalmistik